Teknoloji, Z Kuşağı ve sinirbilimi, duygusal zekanın iş hayatının geleceği olmasında katkı yapan unsurlar, Ryan Jenkins, ENTREPRENEUR LEADERSHIP NETWORK
İnsan duygusu gezegendeki en kuvvetli güçlerden biridir. Duygular savaşları başlatır ve barışı yaratır; sevgiyi ateşler ve boşanmaya zorlar. Kaçınılmaz olmakla birlikte, duygular aynı zamanda vazgeçilmez uyum sağlama kaynaklarıdır ve harekete geçmemizi teşvik eder. Fakat dizginsiz duygu bizi ve çevremizi akılcı olmayan şekilde hareket ettirebilir.
Duygusal zeka nispeten yeni bir yapıdır, ancak gelecekte iş yapış şeklimiz üzerindeki etkisi kayda değer olacaktır. Duygusal zeka hakkındaki ilk akademik makale 1990’da ortaya çıktı, ancak konu Daniel Goleman’ın 1995 tarihli Duygusal Zeka: Neden IQ’dan Daha Önemli Olabilir isimli kitabına kadar ana akım haline gelmedi.
Duygusal zeka, kişinin kendi duygularını ve başkalarının duygularını fark etme ve yönetme yeteneğidir. Belirli bir durumda nasıl hissedeceğinizi bilmek, başkalarının benzer bir ortamda nasıl hissedeceğini ölçmenize yardımcı olarak olumlu sosyal etkileşimleri mümkün kılar ve diğerlerinde olumlu tepkiler uyandırır.
Duygusal olarak zeki insanlar çatışmayı çözme, başkalarına öğretme veya takımları yönetme gibi sosyal yetenekler kazanırlar.
Duygusal zekanın ticari gerekçesi
Artan yalnızlık, depresyon ve akıl sağlığı endişeleri, şirketlerin ve liderlerin insanları iş ve yaşamda yeniden bağlamak için duygusal zekayı kucaklamaları için bir fırsattır.
Google’ın ünlü Project Aristotle girişimine göre, yüksek performanslı bir ekibin üç şeye ihtiyacı vardır:
- Sosyal bağlantıların veya “sosyal duyarlılığın” önemi konusunda güçlü bir farkındalık,
- Her bireyin eşit olarak konuştuğu bir ortam ve
- Herkesin olumsuz sonuçlardan korkmadan kendini göstermek ve kullanmak için güvende hissettiği psikolojik güvenlik ortamı.
Başarılı bir ekibin bu üç unsurdan yararlanmak için duygusal olarak zeki bir lider gerekir.
Bir ekip veya kurumda bu üç öğe bulunduğunda insanlar kendilerini önemseniyor hissediyorlar. Önemsenilmiş hisseden insanlar daha sadık, katılımcı ve üretkendir.
Aslına bakılırsa, kurumları tarafından önemsendiklerini hisseden çalışanların:
- Şirketlerini çalışmak için harika bir yer olarak tavsiye etme olasılıkları 10 kat daha fazladır.
- Şirketlerinde üç veya daha fazla yıl kalma olasılıkları 9 kat daha fazladır.
- İşe dahil olduğunu hissetme olasılığı 7 kat daha fazladır.
- Stres ve tükenmişlikten mustarip olma olasılıkları 4 kat daha azdır.
- İşe bağlı olma olasılıkları 2 kat daha fazladır.
İş Hayatının Geleceğinin Duygusal Zeka Odaklı Olmasının 5 Nedeni:
- Derin insan ihtiyaçları
İşin (ve yaşamın) üç temel insan ihtiyacı hayatta kalmak, ait olmak ve kendini gerçekleştirmektir. Maslov’un İhtiyaçlar hiyerarşisi gibi, insanlar yiyecek, su ve barınak ihtiyacını karşıladığında, kim oldukları ile ilgili kabul görmek üzere çalışacaklar ve son olarak da en iyi halleri olmak için öğrenecek ve büyüyeceklerdir.
Dünya ilerledikçe, giderek hayatta kalma ihtiyacı sürekli olarak karşılanabilir hale geliyor ve bu da işgücünün dikkatlerini bir sonraki ihtiyaç katmanına çevirmesine neden oluyor. Duygusal olarak zeki liderler takımlarında ait olmayı genişletebilirler.
- Teknoloji insanlığı yükseltecek
Sanayi Devrimi güçlü çalışanlar gerektiriyordu. Bilgi Çağı bilgili işçiler gerektiriyordu. Gelecekteki çalışma dönemi duygusal olarak zeki işçiler gerektirecektir.
Dünya yapay zeka ve 5G gibi daha sofistike teknoloji ile dolarken, şefkat ve empati gibi insan becerileri işçilerin ve tüm organizasyonların rekabet gücünü tanımlayacaktır.
Buna ek olarak, dünya daha ileri teknolojili hale geldikçe, daha fazla dokunma isteği ve fırsatı olacaktır. Teknoloji ilerledikçe, insanların iyi olmadığı, sevmediği veya tehlikeli olan birçok işi üstlenecektir. Bu bize birbirimize duygusal yönümüzü göstermek için daha fazla zaman ve kapasite kazandıracak.
Örneğin, yapay zeka hastalıkları bir doktordan daha doğru bir şekilde teşhis edebilirse, doktorlar hastalara empati ve merhamet gibi çok gerekli insan unsurlarını sunmak için daha fazla zamana sahip olacaktır. Veya robotlar bir müşterinin yemeğini bir insana göre daha doğru ve verimli bir şekilde hazırlayabilirse, bu, bir insana müşterisi için kapıyı tutmak veya onu yağmurlu bir günde arabasının kapısında karşılamak üzere tezgahın arkasından çıkma fırsatı yaratır.
- İş ve yaşam harmanlanıyor
Sadece duygular iş hayatına girmenin bir yolunu bulmakla kalmaz, aynı zamanda çalışanlar da onun daha fazlasını ister. Duyguların işe ait olmadığı şeklinde yaygın bir efsane vardır ve bu genellikle çok yanlış bir şekilde profesyonellik ile çilekeş veya soğuk olmayı bir tutmamıza yol açar.
İş ve özel yaşam arasındaki sınırlar bulanıklaşmaya devam ediyor. İnsanlar eve daha çok iş getiriyorlar ve daha fazla kişisel yaşam işe dökülüyor. İstediğimiz kadar deneyelim, bir anahtarı çevirip acı, sevinç, üzüntü ve heyecanı ofis kapısında bırakamayız. Duygular bizimle seyahat eder.
Wall Street Journal en çok satanlarından, Gücenmek Yok: İşyerinde Duyguları Kucaklamanın Gizli Gücü‘nün ortak yazarı Liz Fossien’e göre, “meslektaşlarımızın parlak profesyonel sunumlarını bıraktığı anlarda, söylediklerine inanma ihtimalimiz çok daha yüksektir. Etrafımızdaki insanlara bağlı hissederiz. Daha çok çalışırız. Daha iyi performans gösteririz. Ve biz genellikle daha naziğiz. Bu yüzden işyerinde duyguları nasıl kucaklayacağımızı öğrenmenin zamanı geldi. ”
- Gelişen işveren-çalışan ilişkisi
Geçmişte, işveren-çalışan ilişkisi çok işlemseldi. İşe girerken kart bas, işten çıkarken kart bas ve maaşını al. Ancak günümüzün her zaman işbaşında olunan çalışma kültüründe, işçi-çalışan ilişkisinin sınırları genişlemektedir. Ve işin, insanların uykudan sonra en fazla zaman harcadıkları faaliyet olduğu göz önüne alındığında, çalışanlar işyerinden daha fazlasını beklemektedir.
Giderek daha fazla işveren, çalışanlarının yaşamlarının son derece duygusal yönlerine yöneliyor. Örneğin Hilton, evlat edinme sayısında bir sınırlama olmaksızın, takım üyelerine çocuk başına 10.000 dolara kadar nitelikli evlat edinme masrafları için ödeme yaptığı bir evlat edinme yardım programı sunmaktadır. Facebook, çalışanlarına bir aile üyesinin ölümü durumunda 20 güne kadar yas izni vermektedir.
Çalışanlar işverenlerinden daha fazlasını aradıkça, çalıştırmaktan yetkilendirmeye geçmek işverenlere iyi hizmet edecektir.
- Z kuşağı onu talep ediyor
Şirketler, işgücünün gelişen duygusal ihtiyaçlarına uyum sağlamakta zorlanmaktadır. Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’ne göre, bu durum özellikle 18 ila 25 yaşları arasındaki nesiller, diğer yaş gruplarına göre en yüksek ciddi zihinsel hastalık görülme sıklığına sahip olduğundan, yeni nesiller için geçerlidir. Buna ek olarak, Z kuşağının yüzde 73’ü bazen veya her zaman yalnız hissettiğini beyan etmekle işyerindeki en yalnız nesildir.
Bu durumda, The Center for Generational Kinetics’in 2020 Nesiller Boyunca Uzaktan Çalışma Zorluğunu Çözme araştırmasına göre, Z kuşağının diğer nesillerden daha fazla, yöneticilerinin empatik olmasını istiyor olması şaşırtıcı değildir.
Eğer gençler gelecekse ve Z kuşağı yalnız ve psikolojik olarak stresli ise çalışma hayatının geleceği duygusal zeka olmalıdır.
Orijinal makale:
https://www.entrepreneur.com/article/352884